Geçtiğimiz aylarda Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Meclis'inde AK Parti grubu tarafından verilen 'suya yüzde 50 indirim' önergesi kabul edildi. ABB, bu kararın uygulanması halinde ASKİ'nin iflas edeceğini, faaliyetlerin duracağını açıkladı ve süreci mahkemeye taşıdı. Başkan Yavaş indirim önergesine ilişkin alınan kararın yok hükmünde olduğunu açıklayarak, Alınan karar neden yok hükmünde? Örneğin Ankara Büyükşehirde çoğunluğa dayanan belediye Meclis'i bir karar alıyor ve Ankara'nın ismini değiştiriyor. Bu kararı alırsanız, çoğunluk kararı alış olur. Ama hukuki midir, geçerli midir? Siyasi yönüne ayrıca geleceğim. ifadelerini kullandı.

Konu hakkında hukuk profesöründen görüş aldığını açıklayan Yavaş, Ankara Büyükşehir Meclis'i ASKi'nin bu karalarını yani tarife kararlarını belediye Meclis'i sıfatıyla değil, ASKİ Genel Kurulu sıfatıyla alır. Bu itibarların Meclis'in Genel Kurul sıfatıyla burada kullandığı yetki, belediye Meclis'i sıfatıyla kullandığı yetkiye göre çok daha sınırlı ve istisnai bir yetkidir. Bu uyuşmazlıkların uygulanması gereken belediye kanunu değildir. 5.393 sayılı kanun değildir, 2560 sayılı İSKİ kanunudur. İSKİ kanunu kanunlaştırılmış, daha sonra diğer büyükşehirlerde uygulanacağı eklenmiş. Bu özel kanun. Özel kanun biliyorsunuz genelin önüne geçer, öncelikli uygulanır. 2560 sayılı kanunun 9'a K hükmü su tarifelerine önerme yetkisini açıkça ASKİ Genel Müdürlüğüne, tarifeleri tespit etme yani belirleme yetkisini ise açıkça ASKİ Yönetim Kurulu'na vermekte olup, bu konuda ASKİ Genel Kurulu'na Meclis'e verilen tek yetki yönetim kurulunca verilen tarifeyi onaylama yetkisidir. Yani tarifeyi azaltıp, çoğaltamıyor. Ancak tarifeyi reddedebiliyor. Ya onaylayacak, ya onaylamayacak. Tarifeyi değiştiremiyor. Genel Kurul'un tarifeleri onaylama yetkisi aynı zamanda aynı kanunun 6. Maddesi F hükmünde de açıkça belirtilmiştir. Su tarifelerine dair yetkisi kanunun 9 K ve 6'ya F hükümlerinin açıkça düzenlenmiştir. Burada Meclis'e değiştirerek, onama yetkisi tanınmamıştır. Sadece yönetim kuruluyla belirlenen tarifeleri olduğu gibi onama ya da onamama yetkisi tanınmıştır. Bilindiği gibi idari hukukunda bir idari makama, bir kararı veya işlemi onama yetkisi tanımışsa bu yetki kur olarak o karar veya işlemi değiştirerek onama yetkisini de içermez. Sadece olduğu gibi onama veya hiç onamama yetkisini içerir. dedi.

Maliyetlerin azalmamasının özellikle altını çizen Mansur Yavaş, Elektrik maliyeti mi azaldı? Şimdi ASKi'nin 2021 yılında aylık ortalama 54 milyon lirayken Ekim 2022'de 200 milyon lira fatura ödedik. Maliyet azalmamış. Dolayısıyla indirmek için bir sebep yok. Mazot yüzde 117 oranında artmış, asgari ücret yüzde 81 oranında artmış. Bakıyorum bunların içerisinde hiç azalma yok. Tam tersi ben iyi hatırlıyorum. Geçen yıl ocağın 25'inde ASKİ pompalar ve kullandığı elektrik karşılığı 400 milyon lira öderken, ayın 30'unda ya da 31'indeydi yılbaşı gecesi bir zam gelmişti. Onunla ödeyeceğimiz rakam 400 milyon 1.2 veya 1.4 milyara çıkmıştı. Daha sonrada 1 veya 2 defa zam geldi. Şimdi artan elektrik giderlerine göre şu anda geçen yıl kullandığımız enerjiye göre hiç zam gelmese 2023 yılında zam gelmese 2.5 milyar lira sadece elektrik parası ödeyeceğiz. Ödemezsek ne olacak? Elektriği kesecekler şehre su veremeyeceğiz şeklinde konuştu.

İYİ PARTİYE SALDIRI İYİ PARTİYE SALDIRI

İklim Krizi olduğu belirten Yavaş, Şimdi yüzde 82'si 15 tonun altında su kullanıyor. Yani düşük tarifeden kullanıyor. Sosyal yardım alanlar da 1 liradan kullanıyor. O zaman burada şikayet ne? Kime bu su pahalı geliyor. Havuzlarını dolduranlara, zenginlere, tarımda yapılan sulamalara. Dahası var öğrenci evlerine yüzde 50 indirimli veriyoruz. Şimdi Çevre Bakanı ve Sayın Cumhurbaşkanı özellikle kademeli olmasını istedi. Niye kademeli olmasını istedi? İklim krizi var. Bu şekilde yapılmasının istemesinin önemi, su tüketimini kontrol etmek, azaltmak. Şimdi suyu ucuzlatırsanız başlayacaklar tarımda kullanmaya, hobi bahçelerinde kullanmaya, Ankara halkı susuz kalacak. Bu sonucu mu bekliyorsunuz inanmıyorum. ifadelerini kullandı.

Kaynak:bizimankara.com.tr